Tümamiral Necdet Uran’dan Koramiral Adnan Özbal’a
Geçtiğimiz hafta içinde 2017 yılı YAŞ
kararları açıklandı. Bu YAŞ’ta Deniz Kuvvetleri için 1961 sonrası bir ilk
yaşandı ve ilk kez mevcut kadroda, görev süresi kısıtlamasına tabi olmayan bir
oramiral (Veysel Kösele) olmasına rağmen, bir koramiral (Adnan Özbal) Deniz
Kuvvetleri Komutanı yapıldı.
60
yıl öncesine gidelim.
Paris Deniz Ataşeliği görevinden yeni dönen Albay Necdet Uran 30 Ağustos 1957
tarihinde (1956 yılından geçerli olmak üzere) 46 yaşında Tuğamiralliğe terfi
ettirilir ve Deniz Kuvvetleri Personel Başkanı yapılır. 7 Nisan 1958 tarihinde
Personel Başkanlığında 7 ay görev yaptıktan sonra, aynı karargahta Harekat
Başkanı olur. Bu görevde 5 ay kaldıktan sonra NATO’nun Malta’daki karargahında
Türkiye Temsilcisi olarak görevlendirilir. 30 Ağustos 1959 tarihinde Tümamiral
yapılır ve Harp Filosuna Komutan olarak atanır. Bu görevi sırasında 27 Mayıs
1960 müdahalesi gerçekleşir. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Fahri Korutürk
emekli edilir ve Moskova Büyükelçisi olur. Yerine Yüksek Askeri Şura iyesi
olan Koramiral Zeki Özak getirilir. Özak,
19 Haziran 1961 tarihinde Milli Birlik Komitesinin kararı ile emekli edilir.
Emekli olduğunda 11 yıılık amiraldi. Yerine Deniz Kuvvetleri Komutan Vekili
unvanı ile atanan Tümamiral Necdet Uran, henüz 4 yıllık (kağıt üzerinde 5
yıllık) bir amiraldi. 2 hafta sonra Koramiralliğe terfi ettirildi. Cumhuriyet
Donanması tarihinde 50 yaşında Kuvvet Komutanı olan en geç Amiraldi. Donanma
Komutanlığı görevinde ya da herhangi bir ana ast komutanlığı görevinde
bulunmamıştı. Bahriyede çok sevilen ve sayılan, kendisini çok iyi yetiştirmiş
bir deniz subayı ve amiraldi. Necdet
Uran, 30 Haziran 1963 tarihinde Oramiralliğe
terfi etti. 14 Haziran 1968 tarihinde fiilen 7 yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
yaparak emekli oldu ve Vatikan Büyükelçiliğine atandı. Bu görevi esnasında 14
Şubat 1973 tarihinde geçirdiği bir kalp krizi sonrası vefat etti. Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı süresince sırasıyla Cemal Gürsel, İsmet İnönü, Suat
Hayri Ürgüplü ve Süleyman Demirel hükümetleri ve Genelkurmay Başkanları
Orgeneral Cevdet Sunay ve Orgeneral Cemal Tural ile çalıştı.
Üç
Büyük Başarı. Deniz Kuvvetlerinde
27 Mayıs sonrası yaşanan büyük tasfiyeye ve yarattığı moral çöküntüye rağmen
donanmayı kısa sürede toparladı ve sadece Türk deniz gücünün değil gelecekte
Türkiye ve Kıbrıs’ın da kaderlerini değiştirecek üç karara imza attı. Birincisi
Deniz Kuvvetleri bünyesinde amfibi, deniz piyade taburunu kurması; ikincisi önce
TCG Koçhisar karakol gemisi ve daha sonra da TCG Berk refakat muhribinin Gölcük
Tersanesinde azami milli olanaklarla inşa edilmesi kararlarını almış olması;
üçüncüsü 46 yıl önce 1919 yılında kapatılan Donanma Cemiyetini, Başbakan Suat
Hayri Ürgüplü ve Yardımcısı Süleyman Demirel’i de kurucu üyeler arasına alarak,
11 Mayıs 1965 günü İstanbul’da tekrar hayata geçirmesidir. Kara Kuvvetlerinin
deniz piyade sınıfının kurulmasına karşı sergilediği büyük direnci Orgeneral
Cemal Tural’ı ikna ederek kırmayı başarmış ve seçkin birliğin ilk tohumlarını
ekmiştir. Donanma Cemiyeti sayesinde de Kıbrıs Barış Harekatına katılan hemen
hemen tüm çıkarma gemileri Türkiye’de milli imkanlarla kısa sürede inşa
edilebildi ve devletin jeopolitik kaderini değişitirecek kuvvet yapısına
erişildi. MİLGEM’in atası Berk ve Peyk
refakat muhribi projeleri de benzer şekilde Amiral Necdet Uran sayesinde ete ve
kemiğe büründü. Türkiye’nin ilk büyük çaplı savaş gemisi inşa projesi olarak,
TCG Berk’in 12 Ocak 1967’de kızağa konan
omurgası, 2011 yılında donanmaya katılan TCG Heybeliada (MİLGEM) korvetinin
başlangıç sürecinin fitilini ateşledi. Kısacası Türk Deniz Gücüne olağanüstü
katkıları olan bir amiralden bahsediyoruz. Göreve geldiğinde çok eleştiriler
almıştı. ‘’Donanma Komutanlığı yok; Ana
ast komutanlığı yok; Dört yıllık amiralden kuvvet komutanı mı olur?’’ Tüm
eleştireler, yedi yıllık çok başarılı bir kuvvet komutanlığı döneminin katma
değerleri altında yok olup gitti. Geride eserler bırakan seçkin amiralimizi
rahmet ve minnetle anıyorum.
Gelelim
günümüze. Koramiral
Adnan Özbal, Cumhuriyet tarihimizin en zor döneminde Deniz
Kuvvetleri Komutanı oldu. Olağanüstü koşulların olağanüstü kararları olur.
Güneyimizde bağımsız Kürdistan ve birleşik Kıbrıs tehdidi, içerde keskin
kutuplaşma, dışardan psikolojik savaş dahil, açık tehditlerin NATO
müttefiklerimiz tarafından açıkça dillendirildiği bir ortamda, jeopolitik
kaderi ve refahı tamamen denizlere bağımlı ülkemizin Deniz Kuvvetleri, Koramiral
Adnan Özbal’a emanet. 15 Temmuz 2016 hain FETÖ kalkışmasını en az yara ile
atlatan, son bir yılda donanmanın ateş
ve manevra gücünün gerilemesine izin vermeyen Oramiral Bülent Bostanoğlu
döneminde, Deniz Kuvvetleri FETÖ ile etkin mücadelede devletin diğer
kurumlarına örnek oldu. Önümüzdeki dönemde Amiral Özbal ve amirallerini üç
cepheli bir mücadele bekliyor. Öncelik sırasıyla yazarsak ilki içerdeki kripto
FETÖ mensupları ile mücadele; İkincisi donanmanın harbe hazırlık seviyesini her
zaman yüksek tutarak Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz’deki hayati çıkarlarımızı
korumaya devam etmek. Üçüncüsü de başta LHD (Doklu Helikopter Gemisi) ve
Havadan Bağımsız Tahrikli Denizaltı projeleri olmak üzere, Deniz Kuvvetleri
modernizasyon projelerini tamamlamak ve gelecek on yılların kuvvet yapısını ulusal
deniz savunma yetenek artışıyla hazırlamak. Bu ağırlık merkezlerine bahriye örf ve adetlerine bağlı, Atatürk’ün
kurduğu Cumhuriyet Donanmasının değerlerine sadık, nitelikli, kişilikli deniz
subay ve astsubayları yetiştirmeyi de eklemeliyiz.
Liyakat
ve Devlete Sadakat. 2017
Şurası liyakat ve devlete sadakati öne çıkarmıştır. Bu yönü ile deniz
tarihimizde önemli bir dönüm noktasıdır.
Özbal’ın gerek liyakatı gerekse liderliği ile bu zor dönemi başarı ile
yöneteceğine inanıyorum. Ona ve amirallerine Necdet Uran döneminin bizlere
miras kalan katma katma değerlerini hatırlatır, bu fırtınalı dönemde başarılar
dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder